~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu makalede yer alan tüm bilgiler, doktora tezinde yer alan bilgiler doğrultusunda bir araya getirilmiştir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
↘ Hızlı Erişim
- Beyin Kanseri Kısaca Nedir?
- Beyin Kanseri Neden Olur?
- Beyin Tümörü Belirtileri
- Beyin Tümörünün Psikolojik Belirtileri
- Beyin Kanserine Erken Teşhisin Önemi
- Baş Ağrıları Beyin Tümörünün Habercisi Olabilir Mi?
- Beyin Tümörü Çeşitleri
- Beyin tümörü dereceleri
- Beyin Kanseri Evreleri
- Beyin Tümörü Nasıl Anlaşılır?
- Beyin Tümörü Tanı Yöntemleri
- Beyin Tümörü Tanısında Biyopsi
- Beyin Tümörü Tedavi Yöntemleri
- Beyin Tümörü Ameliyatları Hangi Amaçla Kimler Tarafından Yapılır?
- Beyin Tümörü Ameliyatı Öncesi
- Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Evde Bakım
- Beyin Kanseri Tedavisinde Alternatif Çözümler Var Mıdır?
- Beyin Kanserine İyi Gelen Yiyecekler Var Mıdır?
- Beyin Kanseri İyileşir Mi?
- Beyin tümörü vücuda yayılır mı?
- Son
Beyin Kanseri Kısaca Nedir?
Beyin kanseri veya yaygın söylenişiyle beyin tümörü, oldukça hızlı ve agresif bir seyir göstererek büyüyen kötü huylu kitlelerin gelişmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Beyin kanseri, beyin içerisinde gelişme gösterdiği yer ve gelişim derecesine göre çeşitli evrelerde incelenmektedir. Belirtileri beklenmedik bir şekilde birdenbire ortaya çıkabildiği gibi, uzun yıllar içerisinde gelişerek ve farklı sağlık sorunları oluşturarak da kendisini gösterebilmektedir. Beyin kanseri belirtileri beynin hangi bölgede geliştiğine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Belirtileri arasında kollar ve bacaklarda beliren kuvvetsizlik hissi, hafıza sorunları, kısmi veya tam felç durumu, görme ve konuşmada meydana gelen bozulmalar, bayılma, kasılma, davranış bozuklukları şeklindedir. İlerleyen dönemlerde şiddetli kasılma ve titreme nöbetleriyle seyreden beyin tümörü, genel olarak başlangıç dönemlerinden itibaren artarak yoğunlaşan baş ağrıları, bulantı ve kusma gibi sorunlarla ilerlemektedir.
Beyin Kanseri Neden Olur?
Beyin tümörü, oluşumunun tam olarak hangi sebebe bağlı olarak ortaya çıktığı konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte, bir hücrenin tümör oluşturacak hale gelmesindeki temel faktörlerden birinin genetik yapı olduğu kabul edilmektedir. Bunun dışında beyin kanseri neden olur sorusu, aşırı radyasyona maruz kalınması, kanserojen etkiye sahip kimyasal maddeler ve virüsler şeklinde cevap bulmaktadır. Birçok vaka üzerinde yapılan incelemede bazı beyin kanseri hastalarının kalıtsal sebeplere dayalı olarak bu hastalığa yakalandıkları görülmüştür.
Beyin Tümörü Belirtileri
Beyin tümörü her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Bazı belirtiler açısından benzerlik gösterse de, tümörün büyüklüğü, geliştiği bölge ve hastalıklı hücrenin tipine göre değişiklik gösterebilmektedir. Beyin tümörü oluşumu kendisini beyne baskı yapmak suretiyle belli eder. Bu dönemde sinir tahribatı oluşmaya başlar ve beyin sıvısının dolaşımı tümör sebebiyle kesintilere uğrar. Beyin tümörünün oluşmaya başlaması itibarıyla en sık görülen belirtilerden biri baş ağrılarıdır. Bunun dışında,
- Uyuşukluk
- Mide bulantısı
- Konuşmada güçlük
- Görme bozuklukları
- Vücut dengesinin sağlanmasında zorluklar
- Titreme ve seğirme
- Kol ve bacak gibi organlarda his kaybı
- Odaklanma sorunu gibi belirtiler görülmektedir.
Beyin kanseri belirtileri arasında en sık görülenlerden biri olan baş ağrısı, beyin tümörü erken belirtileri arasında yer alır. Baş ağrıları, sabah saatlerinde ve şiddetli bir şekilde yaşanır. Devamlı baş ağrısı sorunu yaşanması, ağrının giderek sıklaşması ve şiddetinin artması, baş ağrısına mide bulantısı ve kusmanın eşlik etmesi, beyin tümörü sebebiyle oluşabilecek belirtilerdir. Ancak, bu tür ağrılar kötü beslenme, sürekli uykusuz kalma ve sıvı tüketiminin yeterince olmaması sebebiyle de yaşanabilmektedir. Baş ağrıları kronik bir seyir göstermeye başladığında zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Baş ağrısına eşlik eden mide bulantıları ve kusmalar ise genellikle sabah saatlerinde yaşanır ve buna kesilmeyen hıçkırık nöbetleri eşlik edebilir. Beyin kanserinin elametleri arasında bulunan uyuşukluk, görme bozuklukları, genellikle tümörün büyüme eğilimi gösterdiği dönemlerde ortaya çıkar. Beyin kanseri hastaları bu dönemlerde halsizlik ve isteksizlik sebebiyle daha fazla uykuya ihtiyaç duyar. İlerleyen dönemlerde kaslarda seğirmeler ve titreme nöbetleri de sarih alametler arasında yer alır. Seğirme ve titremeler şeklinde ortaya çıkan ve bir süre bilinç kaybına da sebebiyet veren beyin kanseri nöbetleri, başarılı bir tedavi programı uygulanması halinde belli bir süre sonrasında ortadan kalkar.
Beyin Tümörünün Psikolojik Belirtileri
Beyin tümörleri gelişme süreci içerisinde farklı fiziksel ve psikolojik belirtiler gösterir. Baş ağrısı, epileptik nöbetler, bilişsel değişimler, zihinsel sorunlar, sese karlı duyarlılığın azalması günlük aktivitelerin gereği gibi yerine getirilememesi, bazı organların kontrolünün sağlanamaması sıklıkla görülen belirtiler arasında yer alır. Beyin tümörlerinin gelişmeye başlamasıyla birlikte oluşan psikolojik belirtiler de konunun uzmanı hekimler tarafından araştırılmaktadır. Elde edilen bulgulara göre, beyin tümörü psikolojik belirtileri beyin tümörü tanısı sonrasında ve tedavi aşamasında görülmektedir. Genellikle uyum bozukluğu, kişilik yapısında ortaya çıkan değişimler, uykusuzluk, anksiyete, depresyon ve deliryum gibi belirtilerdir.
Beyin Kanserine Erken Teşhisin Önemi
İnsan sağlığını tehdit eden tüm hastalıklarda olduğu gibi kanser türlerinde de erken teşhis büyük önem sahiptir. Erken tanı alınan bireylerde beyin tümörü kurtulma şansı önemli ölçüde artar. Kanser türlerinin neredeyse tamamında kötü huylu tümörlerin erken teşhisi ve küçük boyutlardayken ameliyatla alınması diğer tedavilere verdiği yanıtların da pozitif olmasına katkı sağlamaktadır. Kanser hastalıklarının büyük bölümünde hasta ve yakınlarının merak ettiği en önemli şey hiç kuşkusuz hastanın ne kadar süre içerisinde düzeleceği ve yeniden sağlığına kavuşacağıdır. İlerlemiş vakalarda ise bu sorular beyin kanseri kaç yıl yaşar şekline dönüşmektedir. Bu sebeple hastalığın genel belirtilerinin görülmesi halinde birey, mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdır.
Baş Ağrıları Beyin Tümörünün Habercisi Olabilir Mi?
Beyin tümörü belirtileri arasında yer alan baş ağrısı, bu tür durumlarda giderek artan şiddette hissedilmektedir. Her baş ağrısı tümörün varlığına dair bir işaret olarak görülmese de, şiddetli ve süregelen baş ağrıları kusma görme bozukluğu, işitme sorunlarıyla birlikte ilerleyen durumlar beyin tümörü belirtileri arasında sayılabilir. Beyin tümörü davranış bozuklukları şeklinde belirtilerin de görüldüğü bir hastalıktır. Vücut dengesinin sağlanmasında zorluklar ve kendini güçsüz hissetme gibi sorunlarla da belirti verebilir. Uzun süreli ve artış göstererek seyreden baş ağrılarında hastanın ayrıntılı bir muayeneden geçmesi BT/MR gibi görüntüleme yöntemleriyle tetkik edilmesi erken tanı adına oldukça yararlıdır.
Beyin Tümörü Çeşitleri
Beyin tümörü çeşitleri, hakkında yapılan klinik çalışmalardan elde edilen bilgilere göre, insan sinir sisteminde 7 ana grup altında toplanan tümörler 30’dan farklı şekilde tümör yapıları oluşturabilmektedir. Bazı tümör çeşitleri başka kanser türlerinin kafatası içerisinde yayılmasıyla oluşurken, bazıları kan damarları ve diğer hücrelerden kaynaklı olarak ortaya çıkabilmektedir. Beyin tümörleri yerleştikleri bölgelere göre farklı sağlık sorunlarına yol açtığı gibi, kafa içerisinde kapladıkları alan sebebiyle basıncın artmasına sebep olarak ani ölümlerde de sebebiyet verebilmektedir. İyi ve kötü huylu olarak sınıflandırılan beyin tümörleri tıbbi tetkikler neticesinde değerlendirilerek tedavi programlarına tabi tutulmaktadır. Dünya sağlık örgütü tarafından yapılan sınıflandırmaya göre beyin tümörleri,
- Nöronal ve nöroglial
- Ependimal
- Diffüz astrositik ve oligodendroglial
- Pineal bölge tümörleri
- Koroid pleksus tümörleri
- Lenfomalar
- Germ hücreli tümörler
- Melanostik tümörler
- Sinir kılıfı tümörleri
- Meningiomlar
- Histiositik tümörler
- Embrional tümörler
- Metastatik tümörler
- Sellar bölge tümörleri olarak adlandırılmaktadır.
İyi Huylu Tümörler
Beyin kanseri tedavi yönteminin belirlenmesi ancak tümörün iyi veya kötü huylu olduğunun tespit edilmesi sonrasında mümkündür. Teşhis aşamasında tümörün türü, yaygınlık derecesi, hangi evrede olduğu, beyin dokusuna sirayet edip etmediği ve mutasyona uğrayıp uğramadığı araştırılır. Kesin teşhis konulduktan sonra hastanın durumuna özel tedavi yöntemleri belirlenerek uygulama başlatılır. Beyin tümörünün iyi veya kötü huylu olduğu biyopsi sonucunda alınan doku örneklerinin mikroskobik inceleme sonrasında belirlenir. Yapılan değerlendirme sonucunda iyi huylu beyin tümörü ile karşılaşılması halinde kötü huylu beyin tümörü tedavisine oranla çok fazla agresif olmayan tedavi yöntemleri kullanılır.
İyi huylu beyin tümörleri
İyi huylu olduğu anlaşılan beyin tümörü cerrahi tedavi yöntemlerikullanılarak komple alınabilmektedir. Mikroskop altında incelemeye tabi tutulduğunda normal bir görünüm sergileyen iyi huylu beyin tümörleri oldukça yavaş büyüme eğilimi gösterirler ve beyin dokusuna yayılmazlar. Ancak kapsül şeklinde belirgin kenarlara sahip olan bu tür tümörler beyin dokusuna direk zarar vermemekle birlikte, normal hücrelerin yer aldığı alanlara sirayet ederek bazı fonksiyonel bozukluklara sebep olurlar ve beyinde hasar oluşturabilirler.
Kötü Huylu Tümörler
Kötü huylu tümörler veya kanserli tümör olarak adlandırılan beyin tümörü cinsleri, büyüme eğilimi gösteren ve beyin dokusuna saldıran türlerdir. Yerleştikleri alana göre yavaş bir şekilde büyüyebildikleri gibi, hızlı bir yayılım da gösterebilirler. Beyin dokusunda oluşturdukları zararın büyüklüğüne göre yaşamı tehdit eden durumların ortaya çıkmasına sebep olan bu tür tümörler, ilk oluştukları yerlerde büyüyerek gelişebildikleri gibi, beyin omurilik sıvısı veya omuriliğin görece uzak bölgelerine de sirayet edebilirler.
- Primer (birincil tümörler)
- Sekonder (ikincil tümörler) şeklinde iki farklı tümör şeklinde incelenirler.
Primer tümörler beyin tümörlerinin yaklaşık %20’sini oluştururlar ve beynin içinde oluşum göstererek yayılırlar. Bu tür tümörlerin en bilineni Glioblastoma multiforme olarak adlandırılır. İkincil beyin tümörleri yani sekonder tümörler ise vücudun başka bir bölgesinde oluşarak beyin bölgesine yayılma eğilimi gösteren tümörlerdir.
En Sık Rastlanan Primer (Birincil) Beyin Tümörleri
Beyin tümörleri çocuk yaştaki bireylerde en sık görülen tümör cinsi iken, yetişkinlerde beyin tümörü 8. sırada yer almaktadır. Sinir dokusundan oluşabildikleri gibi vücudun herhangi bir bölgesinde oluşarak metastaz yoluyla da beyin bölgesine sirayet edebilmektedir. Sıklıkla karşılaşılan birincil beyin tümörleri, gliom olarak adlandırılan tümörlerdir.
Gliom Beyin Tümörleri
Omurilik tümörleri ve beyin bölgesinde oluşan tümörlerin yarısı glial hücrelerde gelişerek yayılma eğilimi gösteren tümörlerdir. Sinir dürtülerini yönlendirme görevini üstlenen beyin hücrelerindeki sinirlere destek veren glial hücreler içerisinde oluşan tümörler içerisinde 1. evre veya 2.evre mensubu tümörler de yer almaktadır. Cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen bu tür tümörler daha çok çocuklarda ve sendromik hastalıklarda karşılaşılan tümörlerdir. Gliom beyin tümörleri,
- Asrtositom
- Ependimom
- Oligodendrogliom
- Karışık gliom
Astrositom tümörler: beynin herhangi bir bölgesinde görülebilen astrositom tümörler, kötü huylu tümörler arasında en sık görülen türdür. Adını beyin içerisindeki yıldız görünümüne sahip astrositom hücrelerinden alır.
Oligodendroglioma: bu tür tümörler beyindeki sinir liflerini kaplayan miyelin adındaki hücrelerden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır.
Ependimom: çocuklarda yaygın olarak görülen bu tümör cinsi, beyin ve omurilik kanalarının boşluklarını kaplayan hücrelerden kaynaklanmaktadır.
Ganglioglioma: nadir görülen bu tür tümörler karışık gliom olarak da adlandırılır. Hem glial hücreler hem de sinir hücrelerinden oluşabilen bu tür tümörler beyin veya omurilik bölgesinde görülür. Birincil beyin tümörleri olarak sınıflandırılan diğer tümör cinsleri ise, kraniofaringiom, meninjiyom, beyin epifiz tümörleri, hipofiz adenomlar, Schwannoma, Germ hücreli tümörler, ilkel nöroektoderm tümörler şeklinde sınıflandırılmaktadır.
Sekonder (İkincil) Beyin Tümörleri
Farklı organlarda gelişerek beyine sirayet eden metastatik tümörlerdir. Beyinde oluşan tümörlerde en sık rastlanan tümör cinsi olan metastatik tümörler, meme ve akciğer bölgesinde veya vücudun herhangi bir yerinde oluşan tümörlerin kan yoluyla beyne sıçraması sonucunda sorun oluştururlar. Bu tür tümörlü hücreler geliştikleri bölgeden ayrılarak beyin dokusuna sıçrar ve beyin yapısındaki kılcal bir ağa takılana kadar gezinmeye devam eder. Beyin kanserine sebep olan tümörlerin dereceleri tedavinin belirlenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Yapılan tetkiklerde kanserli hücrenin normal hücrelere kıyasla ne tür farklılıklar gösterdiği ya da yayılma süresi içerisinde geçirdiği mutasyonlar incelenerek en uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Beyin tümörü dereceleri
Tümörün derecesi laboratuvar ortamlarında yapılan mikroskobik incelemeler sonrasında belirlenir. Derecenin belirlenmesi hangi tedavi yöntemiyle kanserli hücre ile mücadele edileceğinin belirlenmesini sağlar.
1. Derece Tümörler
Sinir hücrelerinde oluşan tümörlere örnek olarak gösterilebilecek olan 1.derece tümörler, yavaş gelişen ve incelendiğinde neredeyse normal hücrelerle aynı görünen bir yapıya sahiptir. En az kötü huylu tümörler arasında bulunan bu tür oluşumlarda cerrahi yöntemler bir hayli etkili olabilmektedir.
2. Derece Tümörler
Yüksek dereceli tümörler kadar agresif bir yapıya sahip olmamakla birlikte kesin sınırlara sahip olduklarından dolayı kolayca ayırt edilebilen bu tür tümörler, mikroskop altında incelendiğinde az da olsa anormal görünüm sergilerler. Kanserli bölgenin yakınlarındaki normal dokulara yavaş bir şekilde büyüyerek yayılan 2. derece tümörler, tekraren görülebilir.
3. Derece Tümörler
Kötü huylu tümörler arasında yer alan bu tür tümörler sürekli olarak anormal hücreler üreterek normal beyin dokularına yayılma eğilimi gösterirler. Yeniden tekrarlaması mümkün olabilen bu tür tümörlerin görünüm olarak 2. derece tümörlerden pek bir farklı yoktur.
4. Derece tümörler
Diğer tümör türlerine oranla en hızlı şekilde yayılma eğiliminde olan 4.derece tümörler, en kötü huylu tümörler olarak bilinen türdür. Hızla çoğalarak en yakınlarında bulunan beyin dokularına yerleşen bu tür tümörler yeni kan damarları oluşturarak kan yolu ile agresif bir yayılma eğilimi gösterirler.
Beyin Kanseri Evreleri
Beyin kanseri farklı evrelerde farklı sonuçlara sebep olarak ilerleyen bir hastalıktır. Her bir evre kendine özelikler gösterdiğinden dolayı, beyin kanseri öldürür mü veya beyin kanseri kaç yıl yaşar gibi soruların net bir cevabı yoktur. Beyin kanseri evresi uygulanacak tedaviyi belirlemede etkili olduğu gibi, hastanın konforlu yaşam süresini de yakından ilgilendirmektedir.
Evreler
Beyin kanseri 1. evre, baş ağrılarının artmaya ve süreklilik göstermeye başladığı ilk dönemlerdir. Erken tanı konulması halinde kişiye özel tedavi programları ve ameliyat sonrası terapi çalışmaları sayesinde iyileşme süreci hızlanır ve hastanın yaşam süresi uzar.
Beyin kanseri 2. evre, erken teşhisin geç kaldığı bu dönemlerde süregelen baş ağrılarına kusma ve yorgunluk belirtileri de eşlik eder. Beyin kanseri ameliyatının tedaviye katkı sağladığı bu dönemlerde uygulanan tedavi yöntemi ve hastanın tedaviye verdiği cevaplar hastanın konforlu yaşam süresini belirler.
Beyin kanseri 3. evre, baş ağrılarının kronikleşmeye başladığı dönemde ağrılara; hafif felç, unutkanlık, bilinç kaybı, el ve ayak gibi organlara hükmedememe gibi sorunlar eşlik eder. evresinde olduğu gibi uygun tedavi planlamalarıyla hastanın mümkün olabilen en uzun süreyle yaşatılması sağlanır.
Beyin kanseri 4 evre hastalığın son aşamasıdır. Beyin kanseri felç yapar mı şeklindeki kaygıları doğrular nitelikte belirtilerle devam eden süreçte, görme ve işitme kayıpları, dengenin sağlanamaması, el ve ayakların büyümesi ve anlama yetersizliği ortaya çıkar.
Beyin kanseri evreleri hastanın yaşam kalitesi ve süresinde oldukça etkilidir. Ancak, günümüzde beyin tümörlerinin türü her ne olursa olsun cerrahi müdahale yapılabilme olanağı da mevcuttur. Öyle ki, ameliyatlar, en kötü durumdaki hastalarda bile kişiden kişiye değişen sonuçlar doğurabilmektedir. İleri teknoloji ürünü cihazlarla yapılan taramalarda beyin yapısı, bölümleri ve tümörün yeri net bir şekilde belirlenerek ameliyatlarda daha öngörülü yaklaşımlar sergilenmesi mümkün olabilmektedir.
Farkı tedavi şekillerinin farklı metotlarla uygulanmasını sağlayan sağlık kuruluşları, geçmiş dönemlerde çok kötü olarak nitelendirilen tümörlerin tedavisinde önemli başarılar elde edebilmektedir. Böylece beyin tümörü ameliyatı sonrası yaşam süresi uzatılabilmektedir.
Beyin Tümörü Nasıl Anlaşılır?
Beyin tümörünün tedavisinde hayati önem taşıyan iki unsur tanı ve tedavidir. Beyin kanserinin türü ve oluştuğu alanın tespit edilmesi için kullanılan yöntemler tedavinin yol haritasını oluşturarak hastanın konforlu yaşam ömrünü uzatmayı amaçlar. Hasta ve hasta yakınları tarafından sıklıkla sorulan sorulardan biri beyin kanseri nasıl anlaşılır konusudur. Tam donanımlı sağlık kuruluşlarında beyin tümörü tanısını koyabilmek amacıyla kullanılan farklı yöntemler mevcuttur. Bu yöntemler arasında altın standart olarak adlandırılan MR sayesinde beyin tümörü hakkında ilk kaba bilgiler elde edilir.
MR sonucunda elde edilen bilgilerin analizi sonrasında patoloji laboratuvarlarında yapılan çalışmalarla kişinin beyin tümörüne sahip olup olmadığı ortaya çıkar. Tedavinin planlama aşamasına geçilmeden önce ileri radyolojik görüntüleme sistemleriyle yapılan çalışmalar tümörlerin detaylı bir şekilde görüntülenebilmesini sağlar. MR ile beynin anatomik ve yapısal durumunu inceleyen hekimler, ileri teknoloji ürünü görüntüleme sistemleri sayesinde beynin metabolik, hemodinamik ve biyokimyasal yapısı hakkında önemli bilgiler elde edebilmektedir. Böylece hastaya en uygun tedavi yaklaşımları planlanarak daha kısa süre içerisinde daha etkili sonuçların alınabilmesi mümkün hale gelmektedir.
Beyin Tümörü Tanı Yöntemleri
Beyin tümörü tanısı günümüzde farklı bazı testlerin uygulanmasıyla mümkün olabilmektedir. Tanının konulabilmesine yönelik olarak uygulanan testler tümörün büyüme hızı, yayıldığı alanlar, iyi veya kötü huylu olduğunun tespiti, hastalığın evresi ve tümörün türü hakkında bilgi sahibi olunmak amacına yönelik olarak yapılmaktadır. Tanı konulması amacıyla yapılan testler,
- MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme)
- BT ( Bilgisayarlı Tomografi)
- Nörolojik Muayene
- PET ( Pozitron Emisyon Tomografisi)
- Biyopsi şeklindedir.
MR Görüntüleme ile Beyin Kanseri Tanısı
Beyin tümörü tanısında en etkili yöntemlerden biri olan manyetik rezonans (MR), iç organları ve vücut yapılarının güçlü mıknatıs ve radyofrekans dalgalarıyla incelenmesi işlemidir. MR cihazının yaydığı güçlü mıknatıs etkisi sebebiyle vücuttaki tüm hidrojen atomları belli bir düzen içerisinde sıralanır. Uygulama sırasında hastanın duruş pozisyonu belli aralıklarla değiştirilerek radyo dalgalarıyla işlem yapılan alanlarda ne tür bir dokunun mevcut olduğu tespit edilir. Hastanın tüm vücuduna uygulanan işlem sonrasında elde edilen bilgiler bilgisayar tarafından görüntülenerek analize hazır hale getirilir. Beynin anatomisini net bir şekilde görüntüleyen cihaz, muhtemel tümör oluşumlarının şeklini tanımlayarak uygulanacak tedavinin şekillendirilmesine katkı sağlar.
BT Bilgisayarlı Tomografi
Bilgisayarlı tomografi (BT), bir anlamda detaylı bir röntgen taramasıdır. MR uygulamalarına göre daha ekonomik bir yöntem olan BT taraması kafatasının derinlerinde olmayan ya da ekstra büyüklüğe sahip tümörlerin tespitinde yararlı bir yöntemdir. BT taramasında elde edilen 3 boyutlu görüntüye nazaran tek bir boyutta ve yüzeysel bir görüntünün alınmasına olanak sağlayan yöntem, genellikle akustik neurinimos ve meninks gibi genellikle iyi huylu tümör tanısında yarar sağlar.
Nörolojik Muayene
Beyin kanseri tümörü davranış bozuklukları oluşumuna sebebiyet veren bir hastalıktır. Nörolojik muayeneler sırasında hastanın sinir siteminin bir zarar görüp görmediği, reflekslerinin olağan olup olmadığı, organlarını koordineli olarak kullanıp kullanamadığı, duyularının ihtiyaca cevap verip vermediği incelenir.
PET-BT Pozitron Emisyon Tomografisi ile Beyin Tümörü Tanısı
Damar yoluyla hastaya şeker türevi pozitron ışıması yapılan yöntem, hastanın metabolizmasında yaşanan kimyasal ve fizyolojik değişimlerin görüntülenmesini sağlar.Uygulama sırasında hastaya enjekte edilen florodeoksiglukoz adlı şeker türevi madde, kanserli hücreleri etrafında toplar ve PET cihazı izotopa yapışan kanserli hücreleri belirler.
Beyin Tümörü Tanısında Biyopsi
Biyopsi, yapılan görüntülü taramalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlarda anormal bir beyin dokusunun tespit edilmesi halinde tanıyı doğrulamak amacıyla yapılan bir uygulamasıdır. Anormal olduğu görülen dokunun alınarak mikroskobik incelemeye tabi tutulması biyopsi olarak adlandırılır. Tümörün büyüklüğü ve bulunduğu konuma göre farklı metotlarla da yapılabilir.
Klasik biyopsi uygulamasında cerrahi yöntemlerle dokudan örnek alınarak inceleme yapılır. İğne biyopsisi olarak adlandırılan yöntemde ise, tümörün içerisine ince bir iğine ile girilerek parça alınır. Tümörün derin bölgelerde olduğu tespit edilmişse bu kez Stereotaktik biyopsi yöntemi uygulanır. Bu metot, hastanın genel veya lokal anestezi altında kafa derisine bir kesi açılmasını ve iğne ile tümörden örnek alınmasını gerektirir. Yapılan tetkiklerde tümörün beyin sapı veya cerrahi müdahale ile girilemeyecek bir yerde olduğu görülürse, beyin dokularına zarar vermemek amacıyla MRI ve CT gibi görüntüleme testleri uygulanarak tümörle ilgili olabildiğince fazla bilgi toplanması tercih edilir.
Hastadan ameliyathane veya klinikte alınan dokular patoloji laboratuvarlarında incelemeye alınır. Bazen inceleme süresi uzadığından dolayı beyin tümörü patoloji sonuçları kaç günde çıkar şeklindeki sorulara sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bazı hallerde 2 gün ile bire hafta arasında süren patoloji incelemesi, hastadan alınan dokunun niteliği, şüphe duyulan hastalık hakkında tanı koymada yaşanan güçlük, incelenen vakaların fazlalığı gibi sebeplere bağlı olarak bu süre bazı hallerde 15 güne kadar uzayabilmektedir.
Beyin Tümörü Tedavi Yöntemleri
Beyin tümörleri tümörün bulunduğu alana, büyüklüğüne ve türüne göre farklı metotlarla tedavi edilmektedir. Beyin tümörü tedavisi adına kullanılan yöntemler beyin kanseri doktorları tarafından yapılan tetkikler sonucu belirlenmektedir. Beyin kanseri tedavisinde,
- Cerrahi
- Radyo cerrahi
- Radyoterapi
- Kemoterapi
- İmmünoterapi
- Elektrik alan tedavisi
- Hipertermi gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Cerrahi tedavi
Beyin tümörü üzerinde yapılan tetkikler sonrasında alınan karar doğrultusunda gelişen tümörün beyin tümörü ameliyatı ile alınması gerekebilir. Tümörün büyüme eğilimi göstermesi kafa içerisindeki baskıyı artıracağından dolayı cerrahlar bu yönde karar alarak tümörün tamamını veya bir kısmını çıkarır ve beyin tümörünün çevre dokulara yaptığı baskının azalmasını sağlarlar. Beyin kanseri ameliyatı tümörün tamamının alınmasına imkân vermeyen durumlarda gelişimi yavaşlatmak ve baskıyı azaltmak amacıyla yapılır. Bunun dışında,
- Tümörün tamamını almak ve tedaviyi sağlamak
- Tümörün türünü teşhis etmek
- Tümörün olabildiğince büyük bölümünü alarak uygulanan tedavinin başarı şansını artırmak
- Beyin sıvısını alarak kafa içerisinde tümör tarafından yaratılan baskıyı azaltmak
- Beyin tümörü tedavisinde kullanılmasına karar verilen kemoterapi ilaçlarını tümör içerisine zerk edebilmek amacıyla kapatası altına plastik küçük kapsül yerleştirebilmek için cerrahi tedavi metotları uygulanır.
Beyin kanseri hastası yakınlarının sorduğu sorulardan biri de, beyin tümörü ameliyatları kaç saat sürer şeklindedir. Uzman beyin cerrahı tarafından yapılan bu tür ameliyatlar 5 ila 14 saat arasında sürebilen oldukça hassas cerrahi girişimlerdir.
Beyin Tümörü Ameliyatları Hangi Amaçla Kimler Tarafından Yapılır?
Beyin tümörü ameliyatları mümkünse tümörün tamamını almaya yönelik olarak yapılmaktadır. Tamamen alınmasının mümkün olmadığı hallerde ise, kütleyi azaltarak hastayı rahatlatma amacına yönelik olarak yapılır. Tümörün izin verdiği ölçüde alınması sonrasında gelişimi yavaşlatılarak belirtileri kontrol altına almak daha da kolaylaşır. İnternet forumlarında beyin tümörü ameliyatı olanların yorumları incelendiğinde aynı tümör türü üzerinden yapılan cerrahi girişimlerde farklı miktarlarda tümör alındığı görülmektedir. Cerrahi girişimler sonucu tedavi mümkün olabilir, ancak tümörün türü, derecesi, beyindeki pozisyonu ve tamamen alınabilir olması gibi kriterlere sahip olması gerekmektedir.
Beyin kanseri cerrahi uygulamaları beyin cerrahı tarafından gerçekleştirilir. Ancak bu tür ameliyatlar öncesi radyasyon onkoloğu, tıbbi onkolog, radyolog, moleküler patoloji, patolog ve nükleer tıp uzmanı dalında uzmanlaşmış hekimler multidisipliner bir yapıda çalışarak ortak bir fikir oluşturur.
Radyo Cerrahi
Beyin tümörü tedavi metotlarından biri olan radyocerrahi, radyasyon ışını verilerek tümör alanının tam olarak hedeflenmesi amaçlanır. Stereotaktik radyocerrahi (SRS) cerrahi olmayan, beyin tümörü sebebiyle ortaya çıkan fonksiyonel anormallikleri ve küçük tümörleri tedavi etmeye yönelik olarak kullanılan bir radyasyon tedavisidir. Bilinen tedavi yöntemlerine oranla daha az sayıda yüksek doz tedavi seanslarından oluşan tedavide, tümör bulunan dokuya hassas bir şekilde radyasyon göndermek ve sağlıklı dokuların korumak amaçlanır.
Radyoterapi
Beyin tümörü ışın tedavisi olarak da bilinen radyoterapi uygulamalarında tümörlü hücreler yüksek oranda radyasyona tabi tutularak öldürülmekte veya bölünerek çoğalmaları engellenmektedir. Beyin tümörü Radyoterapi metodu, normal hücre yapılarından daha hızlı gelişerek büyüyen, çoğalan ve yayılma eğilimi gösteren kanserli hücre yapıları üzerinde oldukça etkili bir yöntemdir. Uygulama sırasında daha önceden görüntüleme yöntemleriyle elde edilen beyin tümörü filmi analiz edilerek yüksek dozdaki ışınlar nokta atışlıyla sadece kanserli hücrelere yönlendirilir. Yaklaşık 15-20 dakikalık seanslar halinde yapılan radyoterapi uygulaması sonrasında hasta günlük yaşamına devam edebilir.
Beyin tümörü ışın tedavisi yan etkileri arasında en sık görülenler, bulantı, yorgunluk hissi ve saç dökülmeleridir. İleri dönemlerde radyasyonun etkileri bilişsel zayıflama ile de ilişkilendirilmektedir. Radyo terapi uygulamasına giren hastalar ve hasta yakınları tarafından sıklıkla sorulan sorulardan biri de beyin tümörü radyoterapi ile geçer mi şeklindedir. Kişiye ve tümörün yapılarına göre uygulanan tedavi yöntemlerinden biri olan radyoterapi, patoloji raporlarından elde edilen bulgular ışığında yapılmaktadır. Kan beyin bariyeri olarak tanımlanan bir sistem sebebiyle bazı ilaçlar beyin dokusuna ulaşamaz. Bu gibi hallerde beyin tümörlerine ulaşabilmek amacıyla radyoterapi yöntemi kullanılarak hastanın tedavi edilmesi planlanır.
Kemoterapi
Beyin tümörlerini tedavi etmek amacıyla kullanılan yöntemlerden biri olan kemoterapi uygulamaları, kanserli hücrelerin ilaçla öldürülmesini hedefler. En sık kullanılan kanser tedavi yöntemi olarak bilinen kemoterapi genellikle ileri evre beyin tümörü oluşumlarında veya yineleyen vakalarda kullanılmaktadır. Kemoterapi bazı hallerde radyoterapi ile birlikte de uygulanır ve böylece kanserli hücre ile daha etkin mücadele edilmesi mümkün hale gelir. Ağızdan veya damar yoluyla verilebilen ilaçlar tek bir ilaç olabildiği gibi, farklı ilaçların kombinasyonundan da oluşabilir.
Beyin kanseri kemoterapi uygulamaları kürler şeklinde düzenlenir. Genellikle 2 ila 4 kürlük olarak planlanan kemoterapi uygulamaları kısa ve yoğun bir tedavi sonrası hastanın belli bir süre dinlendirilmesiyle sürdürülür. Saç dökülmesi, bulantı, kusma, ağız yaraları iştah kaybı, kemoterapinin yan etkileri arasında yer almaktadır. Bazı hastalar bu dönemi tolere etmekte zorlanırken, kim hastalar bu dönemi görece daha hafif atlatmaktadır.
Ümmünoterapi
Beyin kanseri ve diğer kanser türlerinin tamamen tedavi edilmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar immünoterapi tedavi uygulamaları arasında yer almaktadır. Korunma amaçlı aşıların amaçlarından farklı olarak kullanılan bu tür aşılar, hastayı korumaya değil tamamen tedavi edebilmek amacıyla uygulanmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalarda tekrarlama eğilimi gösteren glioblastomlu hastalarda kanser aşılarının olumlu yönde etki edebileceği görülmüştür. Halen klinik araştırmaları süren kanser aşıları arasında bulunan rindopepimut adlı aşı, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanarak tedavide kullanılmasına izin verilmiştir. Birçok aşı türü ile ilgili araştırmalar devam etmekte olup, geliştirilecek aşılarla akciğer, meme, böbrek, pankreas, ve kan kanserlerinin de tedavi edilebileceği öngörülmektedir.
Elektrik Alan Tedavisi
Cerrahi, kemoterapi ve radyasyon tedavileri beyin kanseri tedavisinde en sık kullanılan yöntemler olmakla birlikte, yapılan çalışmalarda elde edilen klinik sonuçlar, elektrik alan tedavisi uygulamalarının da umut verici olduğunu göstermektedir. Tümör Treating Fileds (TTF) olarak adlandırılan uygulama diğer tedavi yöntemlerinden farklı olmakla birlikte, bazı vakalarda beklenenden çok daha iyi sonuç alınması sonrasında ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu yöntemde kanserli hücrelerin bulunduğu bölgeye yerleştirilen elektrotlar vasıtasıyla kanser hücreleri üzerinde elektrik alanı oluşturulmakta, böylece tümörün kontrol edilmesi amaçlanmaktadır.
Hipertermi Tedavisi
Termoterapi veya ısı tedavisi olarak adlandırılan yöntemde ana fikir, vücut dokusunu 39 ila 44 derece arasında bir sıcaklığa maruz bırakarak kanserli dokuların yapılarına zarar vermektir. Yapılan klinik araştırmalar yüksek derecelerdeki ısının normal dokulara çok az zarar vererek kanserli hücreler üzerinde tahribata sebep olduğunu göstermiştir.
Beyin Tümörü Ameliyatı Öncesi
Beyin kanseri ameliyat öncesi yapılan çalışmalarda hastaların o dönemdeki fizyolojik ve sinir sistemi fonksiyonları titiz bir çalışma ile ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmektedir. Bu dönemde hasta ve yakınlarının ameliyata verdikleri tepkiler hazırlık aşamaları sırasında yaşanan sıkıntılı bir süreç haline gelebilir. Bu sebeple verilen hemşirelik hizmetlerinde cerrahi müdahalenin önemli ve tedaviye katkısı net bir şekilde anlatılmalıdır. Beyin kanseri ameliyatı öncesi en sık karşılaşılan durumlar korku, anskiyete, epileptik nöbetler ve nöbet sırasında yaralanmalar şeklindedir. Ameliyat öncesi yaşanması muhtemel durumlar ve olağan dışı davranışların kontrol altına alınması hemşirelik girişimleriyle bir nebze de olsa mümkün olabilmektedir.
- Hasta ve yakınları beyin kanseri teşhisi sonrası yaşadıkları şok hissiyle beklenmedik davranışlar gösterebilirler. Bu gibi durumlarda hasta ve yakınlarının duygularını ifade edebilecekleri ortamlar hazırlanmalı, muhtemel tepkiler değerlendirilerek uygun görüş ve girişimler desteklenmelidir.
- Ameliyat öncesi yapılacak konsültasyolar sırasında beyin kanseri ameliyatı sonrası hakkında bilgilendirmeler yapılmalı, hasta ve yakınlarına tedavi sürecinin neleri gerektirdiği net bir şekilde anlatılmalıdır.
- Hekim tarafından hastanın ihtiyaçları göz önüne alınarak rutin kontroller planlanmalı, hasta belli aralıklarla izlenerek davranışları ve tıbbi tablosu değerlendirilmelidir.
- Ameliyat öncesi hastanede bakım sürecinde hastanın ihtiyaç duyacağı sıvı ve elektrolit dengesi sağlanmalı, beslenmesinin yeterli düzeyde yapılması sağlanmalıdır.
- Hasta belirli sürelerde kontrol edilerek tuvalet ihtiyacının giderilmesi sağlanmalı, cilt bütünlüğünün korunması ve temizliği düzenli bir şekilde sürdürülmelidir.
- Hasta bilinç kaybı yaşıyorsa ihtiyaç duyulan tıbbi destekler sağlanmalı, hava yolu açıklığı sağlanarak yakından izlenmelidir.
- Ameliyat öncesinde hastanın psikolojik olarak hazırlanması amacıyla teskin edici konuşmalar yapılmalı, uykusunu düzenli bir şekilde alması sağlanarak ameliyata hazır hale gelmesi sağlanmalıdır.
Beyin Tümörü Ameliyatı Öncesi
Beyin tümörü ameliyatı sonrası hastanın üzerinde anestezinin yaratacağı muhtemel etkiler izlenmeli, belli periyotlarda bakım ve izleme yapılmalıdır. Ameliyat sonrasında hastanın iyileşmesini geciktirecek veya hayati tehlikeler oluşturabilecek komplikasyonlar düzenli bir şekilde izlenmeli, hasta sekonder beyin yaralanması ihtimaline binaen sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Hemşireler beyin tümörü ameliyatından çıkan hastalar hakkında gerekli bilgileri edindikten sonra hastayı teslim alarak odasında dinlenmeye alırlar.
Ameliyat sonrasında odasında gözleme altında tutulan hastanın bilinç açıklığı, havayolu açıklığı, ışığa karşı gösterdiği reaksiyon, yaşam bulguları gibi birçok husus değerlendirilerek belli sürelerle kontrolü yapılır. Bunun dışında,
- Ameliyattan çıkan hasta ameliyatın yapıldığı konuma göre yatış pozisyonu belirlenerek yatırılmalı, ameliyat bölgesine basınç oluşması önlenmelidir. Ameliyattan sonra hastalarda meydana gelecek bilinç düzeyi azalması sebebiyle her 2 saatte bir yatış pozisyonu değiştirilmelidir.
- Hastayı yemek yerken mümkün olabildiğince dik oturtmalı, yumuşak diyet ürünleriyle yapılan beslenme sırasında muhtemel aspirasyon işlemlerine hazır olunmalıdır. Ameliyat sonrası hastanın akciğeri kontrol edilerek 48 saat sonrasında pnömoni değerlendirmesi yapılmalıdır.
- Ameliyat sonrası vücutta ısı kaybı oluşması ihtimaline binaen vücut ısısı belirli periyotlarda kontrol edilmelidir.
- Beyin ameliyatı sonrasında yapılan tetkiklerle hastanın ağrı tanımlaması yapılmalı ve hekim tavsiyesine uygun olarak belirlenen ilaçlar tavsiye edilen zaman aralıklarında hastaya verilmelidir.
- Ameliyat sonrası yüz bölgesinde oluşması muhtemel ödem ve morluklarla ilgili hasta önceden bilgilendirilmeli, yüzdeki estetik kayıpları yüzünden yaşanan hezeyanlar yatıştırılarak hastanın normal ruh haline dönüşü sağlanmalıdır.
- Bu tür dönemlerde hasta yakınları, akraba ve arkadaşların destekleri büyük öneme sahiptir. Mümkün olabildiğince iletişim kurularak yatışması sağlanmalı, beslenme ve vücut bakımı aksatılmadan sürdürülmelidir.
Beyin tümörü ameliyatı sonrası yaşam süresi hasta yakınları tarafından ısrarla sorulan sorulardan biridir. Yaşam süresi kanserin evresine, tümörün büyüklüğüne, yaygınlığına ve ameliyattan elde edilen sonuçlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Bazı tümörler ameliyat sonrası yeniden büyüyerek sağlık sorununun devam etmesine sebep olabilmektedir. Ameliyat sonrası hastanın 5-6 yıl yaşamasına olanak veren tümörlerin yanı sıra, kısa süre içerisinde yenilenerek hastanın yaşamını tehdit eden tümörler de mevcut bulunmaktadır. Beyin tümörü cerrahi tedavisi yapılarak tamamen alınabilen henüz 1.evre döneminde bulunan tümörlerde başarı oranı daha yüksektir.
Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Evde Bakım
Beyin kanseri olan ne kadar yaşar hasta yakınlarının genellikle ameliyat sonrası merak ettiği konuların başında gelmektedir. Ameliyat sırasında tümörün tamamının veya bir bölümünün alınmış olması beyin bölgesinde baskıyı azaltacağından dolayı hastanın eskiye oranla daha konforlu bir yaşam sürmesine katkı sağlayacaktır. Ameliyat sonrası hastanede iyi koşullarda bakılan hastanın ev bakımında da özenli davranılması yaşam süresine katkı sağlayacağı gibi, günlerini daha yüksek konforda sürdürebilmesinde de etkili olmaktadır.
Ameliyat sonrası belli bir dönem sağlık kuruluşunda izlemeye alınan hastalar eve çıkmaya hazır hale gelince taburcu edilerek hasta yakınlarının himayesine verilmektedir. Evde bakım dönemleri öncesi hasta ve yakınlarıyla görüşülerek bu tür hastalıkların zorlukları ve sınırlılıkları dikkatli bir şekilde anlatılmalıdır. Bu öneriler doğrultusunda hastanın evde bakımı sırasında,
- Ev ortamı hastanın bakım taleplerine uygun bir şekilde düzenlenmeli, acil ihtiyaç duyulacak gereksinimler hemen ulaşılabilir bir yerde bulundurulmalıdır.
- Hasta yakınları evde tedavi sürerken belirli dönemlerde hastanede yapılacak olan kontroller ve acil durumlarda yapılması gereken konusunda bilgilendirilmelidir.
- Beyin ameliyatları sırasında tümörün bulunduğu bölgede yapılan kesi sebebiyle açık yara oluşacağından bu bölge 5 ila 7 gün boyunca kuru tutulmalı, hasta banyo yaptırılırken baş bölgesi kuru tutulmak suretiyle yıkanmalıdır.
- Hekim tarafından aksi önerilmemişse beslenme gereksinimleri normal gıdalarla sürdürülmeli, yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.
- Aile ile uygun ortamlarda hastanın ölümü konusunda konuşularak hasta yakınlarının duygu ve görüşleri dinlenmeli, hastanın yaşamını kaybedebileceği varsayımı üzerinden hareketle vakar ve saygılı bir davranış sergilenmelidir.
Beyin Kanseri Tedavisinde Alternatif Çözümler Var Mıdır?
Beyin kanseri bitkisel tedavisi olarak da bilinen fitoterapi, uygulamaları bazı çevrelerce modern tıbbın bir parçası olarak kabul görmektedir. Tıbbi bitkilerin kullanılarak hastalıkların tedavi edilmesin, sağlayan fitoterapi bilimi, bazı özel bitkilerin kullanılması sayesinde vücudun hastalıklara karşı direncinin artırılmasını hedefler. Sağlık Bakanlığı tarafından resmen kabul gören alternatif tıp teknikleri ağır cerrahi uygulamaların yan etkilerini tolere edilebilir düzeye çekmekte etkili olabilmektedir. Özellikle son dönemlerde modern tıbbın sağladığı imkânlar sayesinde en ölümcül hatalıklarda bile yaşam süresinin yükseldiği, tedavi edilemez denilen birçok hastalığın da tedavi edilebildiği bilinmektedir.
Modern tıbbın yarattığı imkânlar giderek artarken, buna paralel olarak gelişen alternatif tıp yöntemlerine eğilimde de artış görülmektedir. Kötü niyetli insanlar tarafından suiistimal edilmekle birlikte önemli bilim adamlarının bu konuda yaptığı çalışmalar da yadsınamaz bir gerçektir. Özellikle sosyal medyada beyin kanserine iyi gelen bitkiler başlığıyla lanse edilen ürünler çoğu zaman bir istismar aracı olarak kullanılmakta, çaresiz kaldığını düşünen hasta ve hasta yakınları tarafından teveccüh görmektedir. Oysa bu tür ürünlerin doktor kontrolü ve onayı olmadan kullanılması sakıncalı durumların ortaya çıkmasına da sebep olabilmektedir.
Beyin Kanserine İyi Gelen Yiyecekler Var Mıdır?
Beyin kanseri tedavisi gören birçok hasta ve hasta yakını modern tıp uygulamalarının yanı sıra alternatif tıp ve şifalı olduğu söylene yiyeceklere de ilgi göstermektedir. Öyle ki internet üzerinde oluşturulan azı forumlarda beyin kanserine iyi gelen yiyecekler başlığı altında sohbet konuları açılmaktadır. Tıbbi tedavinin yerini alması kesinlikle mümkün olmayan bu tür ürünler ancak hastalık süresince hastanın sindirim sistemini rahatlatmak ve diyet programlarına destek olmak amacıyla tavsiye edilebilmektedir. Yapılan yorumlarda bazı yiyecek türleri öne çıkarılarak tavsiye edilmektedir. Bu ürünler arasında zeytinyağı, taze sebze ve meyve çeşitleri, ananas, zerdeçal ev zencefil gibi bitki ve yiyecekler yer almaktadır.
İnternet ve sosyal medya araçları üzerinden yapılan yorumlarda tavsiye edilen yiyecek ve bitkilerin doktor kontrolü ve tavsiyesi olmadan tüketilmemesi gerekir. Çünkü beyin kanseri hikâyeleri birbirinden farklıdır. Bu sebeple bir hastaya yarar sağladığı düşünülen bir ürünün diğer bir hastada da yararlı olacağı düşünülemez. Beyin kanserine hangi bitkiler iyi gelir veya kanseri yenen yiyecekler gibi tanıtımlara rağbet etmemek ve bu konuda bir uzman örüşünden yararlanmak gerekir.
Beyin Kanseri İyileşir Mi?
Beyin kanseri tedavileri hastanın beyin bölgesinde yerleşmiş bulunan tümörün cinsine, büyüklüğüne ve evresine göre farklı metotlarla yapılmaktadır. Bazı tümör cinsleri hızlıca gelişim göstererek kısa süre içerisinde sağlık sorunları yaratırken, bazı tür tümörler uzun yıllar boyunca gelişimlerini sürdürerek birden ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple hastalığı meydana getiren tümörün özellikleri beyin kanseri iyileşir mi sorusunun cevabını içerisinde barındırmaktadır.
Teşhisinde geç kalınan ve en ileri evrelerde olan kanser türlerinde hastanın tedaviye cevap vermemesi halinde uzun süreyle konforlu bir yaşam sürebileceğini söylemek doğru olmaz. Ancak tümörün ilk devrelerinde erken teşhis edilen tümörlerin tedavisi sonrasında hastanın yaşam ömrü de uzayacaktır. Tedavi süreçlerine en önemli unsur, hasta bakımında bilinçli olmak ve hastaya sabırla yaklaşarak direncini artırmaktır. Hastanın kontrollerini düzenli yaptırmak, sürekli ilgi göstermek, ihtiyaçlarını karşılamak hastaya moral vererek iyileşme sürecinin hızlanmasına katkı sağlayacaktır.
Hastalığın iyileşmesinde genel kural, iyi bir beyin cerrahı tarafından yapılan ameliyat sonucunda tümörün tamamen alınabilmesidir. Bu tür durumlarda mükemmele yakın sonuçlar alınabilmekte ev başka bir tedavi seçeneğine gerek duyulmamaktadır. Ancak, tümörün cerrahi yöntemlerle tamamen alınamadığı durumlarda ameliyat sonrası uygulanan radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler, hastanın yaşam süresini uzatmak amacına yönelik olarak uygulanır.
Beyin tümörü vücuda yayılır mı?
Beyin tümörleri vücudun diğer bölümlerinde ortaya çıkması muhtemel olanlar gibi iyi veya kötü huylu olarak değerlendirilir. Kötü huylu beyin tümörleri yaşamsal tehlike oluşturması bakımından daha yüksek risk oranına sahiptir. Birçok hasta ve hasta yakını beyin tümörü vücuda yayılır mı şeklinde soruları sıklıkla sormaktadır. Nadiren de olsa beyinde oluşan kanser hücreleri beyin tümöründen ayrılarak önce beynin diğer bölgelerine, sonra da omuriliğe ve farklı bölgelere yayılarak metastaz yapabilmektedir. Günümüzde modern tıbbın sağladığı imkânlarla farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu sebeple beyin kanseri yenen hastalar sayıca artmaktadır. Gerek beyin tümörleri, gerekse diğer organlarda ortaya çıkan tümörler erken tanı alındığında çok daha iyi sonuçların alınabildiği tedavi planlamalarına olanak sağlamaktadır. Bu sebeple belli dönemlerde vücudun kapsamlı tetkiklerden geçirilmesi tavsiye edilmektedir.